Gayrimenkul Hukuku

Orman Kanunu ve Kıyı Kanunu

Orman Kanunu’nun 11/4 maddesinde, “Kadastrosu yapılıp kesinleşen Devlete ait ormanlar, Hazine adına tapuya tescil olunur” hükmü gereğince daha önce tapuları özel şahıslar adına olan gayrimenkuller açılan davalar sonucu orman niteliği sebebiyle Hazine adına tapuya tescil edilmektedir. Bu hüküm sebebiyle gayrimenkulde hak sahibi olan mirasçılar veya bu arazileri satın almış kişiler ellerindeki gayrimenkulü kaybetmektedirler. Aynı haksızlık Kıyı Kanunu gereğince arazileri yapı yapılamayacak şekilde kıyılarda kalan gayrimenkuller için de söz konusudur. 

Anayasamızın mülkiyet haklarını koruyan maddeleri ne yazık ki bu durum karşısında işe yaramamış ve malikler bu tip taşınmazları kaybetmişlerdir.  Gayrimenkulleri Hazine’ye geçen kişiler bedelsiz olarak ellerinden alınan bu taşınmazlar için tazminat davaları açmışlar ve bu davalar uzun yıllar sürmekle beraber reddedilmiştir. 

Ancak bu haksızlığın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) taşınması sonucu son on yıl içinde orman sebebiyle taşınmazlarını kaybeden malikler Devlet’ten tazminat alabilme olanağına kavuşmuştur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da 2009 tarihli içtihadı ile gayrimenkulleri orman olması sebebiyle tapularını kaybeden maliklere tazminat ödenmesi yolunu açmıştır. Yine Anayasa Mahkemesinin bireysel başvurulara ilişkin verdiği kararlarla tazminat ödenmesi hakkı ortaya koyulmuştur. 

Ancak orman niteliği olan veya kıyıda kalan bu tip araziler için, zamanaşımı ve hak düşürücü süreler içinde ve bazı idari başvurular sonucu davaların açılması gerekmekte olup, davaların da doğru mahkemelerde açılması çok önemlidir. Bu nedenle, orman veya kıyılarda olma sebebiyle gayrimenkullerdeki mülkiyet hakları sona eren veya kısıtlanan kişilerin yeniden bir hak kaybına uğramamak için uzman hukukçular vasıtasıyla bu davaları açmaları ve takip etmeleri gereklidir.

Av.Salih İnak
Hukuk danışmanlığı istiyorum
Tıklayın Bize Danışın